Mental Uyarlama ve Yeniden Varoluş

Yapabileceğiniz temel BDSM uygulamalarından biri, kölenin/itaatkarın neler olduğunu bilmesine engel olmaktır (Deprivation). Bu, duyumların daha da yoğunlaşmasını sağlar ve köle öğrenmeye çalıştığı uygulamalarla uyumlu hale gelir. Bununla birlikte, duyusal tetiklemeler, bir köleye vermek veya öğretmek istediğiniz “dersten” uzaklaşmasını, anlayamadığı durumu duygusal anlamda yanlış yorumlamasına neden olabilir.
Bu yüzden duygusal tetiklemeleri ve uyarıları, sezgileri (duyguları) ile değil genellikle mantığı ile düşünen köle/itaatkarlarda uygulamak olumlu sonuçlar verecektir. Bunun için terk etme, yalnızlaştırma ve üzerinde psikolojik baskılar kullanarak durumu gözlemleyebilirsiniz. Bu uygulama fiziksel ve Mental (Deprivation) iki ayrı konu olarak düşünülebilir. Ben burada mental (Deprivation) baskı ve etkileri üzerinde yazmaya çalışacağım.

Belki de Ona Yapacağın En Büyük İyilik Terk etmektir 🙂

BDSM Ceza
Mental ve zihinsel deneyimlemelerin pek çoğu efendinin tetiklemesi, kölenin yetersizliğinin su üstüne çıkartılması, sürecin hızlandırılması gibi dinamiklerle tetiklenebilir. Tam sahip olduğunu ve itaat edebileceğini düşündüğü anda terk edilmek ve buna (bir umut bırakarak) inanmasını sağlamak,  ona mantıksız ve yersiz gelecek, sorgulamalarıyla bir anlam bulmaya çalışacak ve genellikle de bulacaktır. Fakat bunun sonucunda itaat etmek ile bir bağ kurmaya ve bu duyguyu sindirme aşamasında öz eleştiriler yaparak aynı durumu bir daha tekrarlamayacaktır.
Bir insanın duygusal zekası ve duygularıyla bağ kurmasının temel şartlarından birisi “farkında olması için farkındalığını azaltmak” diyebileceğim ters psikoloji uygulamalarıdır. Egosu üzerinde baskı olan ve efendisinin yaptığı, verdiği tüm görev ve koşulları sorgulayarak bir mantık zincirine oturtmaya çalışan köle/itaatkar, kavram olarak bir sonsuz döngü içinde düşünmeye ve anlamadığı noktada da, anlamsızlaştırmaya başlayacaktır. İşte bu noktada verilen görevler ve itaatin öğrenme süreci sonuçsuz kalmaya mahkumdur.
O sebeple verdiğim görevlerde “21 gün kuralı” ve günlük konuşmalardaki subliminal ögelere dikkat etmeye özellikle çalışıyorum. Bu süreç içerisinde davranışların iyileşmesi, benimsenmesi, görev ve ilişki bilinci gibi pek çok partikülde fayda sağlar.
Zaman ve mekan kavramı duygusal değildir. Mantıksaldır. Bu kavramın yerleşik ve kölenin odağında olmasını sağlamak için mental ve zihinsel eğitimin temel bileşeni, davranışların yerleşik hale getirilmesi ve bu uygulamanın sonucunda, kölenin veya itaatkarın, kendi kişiliğini benimseyerek daha iyi hizmet edecek bir birey haline dönüşmesini sağlar. Hemen öyle itiraz etmeyin.. Adler diyor ben değil 🙂

Var mı bir ölçüsü sen onu söylesene bi?

Var elbette. Hem riskli hem de bilinçli olması gerekir. Zihin ve duygu ilişkisi ve bunların üzerindeki deneyimler de, itaatkarın limitlerini bilmenin en büyük gereksinimidir. Depresif, agresif, saldırgan, kaygı bozuklukları ve kompleksli kişiliklerde ters tepmesi muhtemeldir. Ama bunun dışındaki itaatkar/köleler üzerinde genellikle onları daha kararlı ve istekli hale getirdiği de gözlemlenmiştir. Yine Adlerian psikanalizindeki televizyon kanalı değiştirme meselesinde olduğu gibi bir durumdur bu. Tek fark bunu kendisi değil siz planlar ve uygularsınız.

Responses

Your email address will not be published. Required fields are marked *

×
Eşleşme detayları yükleniyor...

Lütfen Profilinizi Tamamlayın

Profil fotoğrafınız ve Profil kapak görselinizi lütfen güncelleyin.