ShibariTurkey, yalnızca iplerin estetiği ve tekniklerinin paylaşımı değil, aynı zamanda bedensel deneyimin, arzunun, rızanın, güvenin ve sınırların yeniden tanımlandığı bir alandır. Bu alan; queer varoluşların, feminist dayanışmanın ve BDSM kültürünün bir aradalığında şekillenir. Dolayısıyla ShibariTurkey topluluğu, sıradan bir etkinlik ağı değil, kolektif bir değer sistemidir.
Bu manifesto, topluluğun etik temelini güçlendirmek, rıza ihlalleriyle nasıl başa çıkıldığını açıklığa kavuşturmak, ifşa kültürüne dair tutumunu belirlemek ve güvenli alanları nasıl inşa ettiğini açık bir şekilde tanımlamak amacıyla oluşturulmuştur. Amacımız, yaşanan deneyimlerin değil, bu deneyimlere verilen tepkilerin bizi tanımladığı bir kültür inşa etmektir.
ETİK SORUMLULUK
BDSM, yüzeyde bir güç oyunudur; derinde ise etik sorumlulukların en yoğun olduğu pratiklerden biridir. “Konsensüel olmayan her şey şiddettir” ilkesi, yalnızca bireysel düzeyde değil, topluluk düzeyinde de işlerlik kazanmalıdır. Rıza, yalnızca evet demek değildir; bilgiye, güvene ve özgürlüğe dayalı, sürekli bir süreçtir.
ShibariTurkey, “Safe, Sane, Consensual (SSC)” ve “Risk-Aware Consensual Kink (RACK)” ilkelerini benimser; ancak bunun da ötesinde, güç ilişkilerinin doğasını sorgulayan, etik ilişkilenme biçimlerini öne çıkaran bir yaklaşımı savunur. Merleau-Ponty’nin belirttiği gibi, beden yalnızca “nesne” değil, dünyayla ilişki kuran bir “özne”dir. Dolayısıyla her bağlama eylemi, yalnızca fiziksel değil, politik ve duygusal bir eylemdir.
FEMİNİST VE QUEER YAPIYI MERKEZE ALMAK
ShibariTurkey, feminist ve queer bir perspektifi etik yapısının merkezine koyar. Simone de Beauvoir’nin ifadesiyle, “kadın doğulmaz, olunur” önermesinden hareketle, topluluk hiçbir kimliği doğal ya da öncelikli olarak kabul etmez. Cinsiyetler, arzular ve ilişkilenme biçimleri sabit değil; akışkan, kültürel ve politik olarak oluşan süreçlerdir.
Queer teoriyle uyumlu olarak, topluluğun amacı yalnızca bireyleri barındırmak değil; bu bireylerin aralarındaki hiyerarşileri, mikro iktidar ilişkilerini, ayrıcalıkları ve dışlayıcı normları da görünür kılmak ve dönüştürmektir. Katılımcıların kimliklerine, bedenlerine, pratik tercihlerine ve ilişkilenme biçimlerine karşı saygılı ve kapsayıcı bir tutum geliştirilmesi zorunludur.
HUKUKİ SORUMLULUK DEĞİL, TOPLULUK ADALETİ
Devlet temelli hukuk sistemleri, BDSM, queer ve kadın deneyimlerini çoğu zaman ya tanımaz ya da suçlaştırır. Bu nedenle ShibariTurkey, yalnızca yasalara değil, kendi etik ilkelerine dayalı bir topluluk adaleti (community justice) modeli benimser.
Bu model, yalnızca failleri dışlamayı değil, dönüşüm için kolektif alanlar açmayı; zarar göreni yalnız bırakmamayı, destekleyici yapılar kurmayı ve topluluğun kendi değer sistemini uygulayarak bütüncül bir onarma süreci oluşturmayı amaçlar.
İFŞA KÜLTÜRÜNÜ ANLAMAK VE UYGULAMAK
Topluluk, ifşayı yalnızca bireysel öfke veya linç aracı olarak değil, hesap verebilirliğin ve dönüşümün bir parçası olarak görür. İfşa; duyulmamışların sesini, görünmezlerin hikâyesini duyurmak, ihlalleri görünür kılmak ve onları yeniden üretmeyecek bir yapı kurmak için yapılır.
Ancak ShibariTurkey, ifşaların etik ve sorumlu bir biçimde yapılmasını teşvik eder. İfşanın birincil amacı, zarar göreni korumak, başkalarını benzer zararlardan sakındırmak ve faile dönüşüm imkânı tanımaktır. İfşa süreci;
- Zarar görenin onayıyla,
- Kişisel intikamdan uzak,
- Şeffaf, delillere dayalı,
- Topluluğun etik ilkeleriyle uyumlu şekilde yürütülmelidir.
RIZA İHLALİNE KARŞI KOLEKTİF DURUŞ
Rıza ihlali, yalnızca bireyler arasında yaşanan bir mesele değil; tüm topluluğun güvenliğini tehdit eden bir durumdur. Bu nedenle, ihlal iddiaları ciddiyetle ele alınır ve aşağıdaki ilkeler doğrultusunda değerlendirilir:
- İlk Öncelik Mağdurun Güvenliğidir.
- İddialar Gizlilikle Ele Alınır.
- Topluluk Etik Komitesi Süreci Yönetir.
- Failin Geri Bildirim Alma ve Dönüşme Hakkı Saklıdır.
- Tekrarlayan Davranışlar Durumunda Kesin Ayrıştırma Yapılır.
Bu süreçlerde amaç cezalandırma değil; zarar görmüş kişilerin onarımı, failin dönüşümü ve topluluğun etik dokusunun korunmasıdır.
DESTEK, DANIŞMA VE ONARMA MEKANİZMALARI
ShibariTurkey, aşağıdaki destek mekanizmalarını kurmayı ve sürdürülebilir hale getirmeyi taahhüt eder:
- Anonim başvuru ve danışma formları
- Eğitilmiş gönüllü “destek kişiler”
- Profesyonel psikolojik destek yönlendirmesi
- Rıza ve etik üzerine düzenli eğitimler
- Yeni katılımcılar için mentorluk sistemi
- Kolektif karar alma süreçlerine açık platformlar
Bu mekanizmalar, yalnızca kriz anlarında değil; sürekli olarak işleyen ve topluluğun sağlığını gözeten yapılar olarak işler.
GÖRÜNÜRLÜK, GÜVENLİK VE MAHREMİYET DENGESİ
Topluluk etkinliklerinde görsel kayıtlar, sosyal medya paylaşımları ve içerik üretimi, yalnızca açık ve bilgilendirilmiş rıza ile gerçekleşir. Hiçbir katılımcının yüzü, bedeni ya da deneyimi, onayı olmadan paylaşılmaz.
Görünürlük, bireyin kendi belirlediği koşullarda gerçekleşmelidir. Mahremiyet hakkı, queer ve BDSM kimliklere sahip bireylerin güvenliği açısından yaşamsaldır.
KÜLTÜREL AÇIKLIK VE DİYALOĞA DAYALI GELİŞİM
ShibariTurkey, yalnızca Japon bağlama kültürünü değil, bu kültürle diyalog kuran yerel, toplumsal ve politik formları da kapsar. Topluluk, kültürel sahiplenmeci değil; öğrenen, saygılı ve bağ kuran bir tutum içindedir. Atölyeler, performanslar ve etkinlikler bu kültürel çoğulluğu besleyen alanlardır.
Topluluk manifestosu, sabit ve değişmez bir metin değil; katılımcıların katkısıyla dönüşen bir etik sözleşmedir.
KİMSE GERİDE KALMASIN DİYE
ShibariTurkey bir sahne değil, bir topluluktur. Bu topluluk, ne yaptığını bilen “ustalar”ın değil; öğrenenlerin, düşünenlerin, soranların, sınır çizenlerin ve o sınırları saygıyla karşılayanların yeridir.
Bu manifesto, hep birlikte ördüğümüz bu alanın daha güvenli, daha adil, daha kapsayıcı olması için bir niyet beyanıdır. Etik, yalnızca ne yaptığımızla değil, nasıl yaptığımızla ilgilidir. Ve bu nasıl, hepimizin sorumluluğudur.
